Gazete Saros

120 kişilik istihdam, Keşan’a nefes olacak

ÖZEL HABER

Değerli Gazete Saros okurları, bölgemiz ve ekonomi dünyasının değerlerini, bölgemizin yatırımcılarını sizlerle buluşturmaya devam ediyoruz.
Bu doğrultuda, bu sayımızda, bölgemizde yatırımları bulunan Ordulu iş insanı Erol Okutucu’yu gazetemize konuk ettik.
İş insanı kimliğinin yanı sıra adeta bir “dünya vatandaşı” olan Okutucu ile yaptığımız söyleşiyi, sizler için derledik.
“1993 YILINDA ÇERKEZKÖY’E GELDİM”
Ordu’nun Ünye ilçesinde doğan Karadenizli iş insanı Erol Okutucu, Keşan’a geliş sürecini ve bölgemizde gerçekleştirdiği yatırımları gazetemizle paylaştı.
Sözü çok fazla uzatmadan kendisine bırakıyoruz; “1993 yılında Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesine yerleştim ve asıl mesleğim olan elektrik tesisatı üzerine bir dükkân işletmeye başladım. Zamanla devren satılık bir ekmek fabrikasını satın aldım, bir iki yıl kadar bu işte faaliyet gösterdim. Sonra işlerimin kötüye gittiği Tansu Çiller döneminde, doların da yükselmesiyle, un fiyatlarında yaşanan artışla fabrikayı kapatmak zorunda kaldım. İflas etmediysem de başladığım yere tekrar geri döndüm, yani anlayacağınız dümdüz oldum.”
“BİR DÖNEM SONRA TÜCCARA İHTİYAÇ KALMADI”
“Sonrasında memlekete geri döndüm ve babamın işlettiği fındık fabrikasının başında durdum, fabrikayı işler hale getirdim derken fındık üzerinden ticarete devam ettim. Bir süre sonra, son 15 yılda çiftçilerin tarım anlayışının, hükümetin tarıma olan yaklaşımının değiştiğini gördüm. Önceden çiftçiler gübresini, yemini ve bunun gibi diğer ihtiyaçlarını direkt tüccarlardan alıyorlardı. Çünkü devlette çiftçinin ihtiyaçlarını karşılayacak bir imkân yoktu. Son 15 yılda AK Parti döneminde bu ihtiyaçlara ulaşım çiftçi tarafından daha ulaşılabilir, kolay hale geldi. Üretici kartları, ziraat bankası teşvikleri derken üretici bizi bypas etti. Dolayısı ile ürün artık tüccara değil fabrikalara gitmeye başladı. Tüccara gerek kalmadı.”
“AYTEMİZ MARKASI İLE YOLA DEVAM KARARI ALDIK”
“Kırk beşli yaşlarıma geldiğimde ise yeni bir sektör arayışına girdim. Akaryakıt sektöründe karar kıldıktan sonra bölgemde araştırmalar yaptım. Fiyat konusunda anlaşamadığım yerler oldu, yeri uymadı derken İpsala’da ortağım olan çeltik fabrikası sahibi Yaşar Makine sayesinde şu an işletmeciliğini yaptığım akaryakıt istasyonunu bulmuş oldum. Çocuk yaşlardan daha deneyimlediğim bir şehirden bir başka şehre göç etmek beni korkutmuyordu. O yüzden kolaylıkla geldim ve işi devraldım. Geldiğimizde burası farklı bir markaydı, biz Aytemiz olarak yolumuza devam etme kararı aldık. Bir iki yıl içinde restorasyon yaptık ve şimdilerde bir otel inşaatı ile yola devam etmekteyiz.”
“BİR DÜNYA VATANDAŞI”
Tüm deneyimlerini yayınladığı bir web sitesi mevcut olan Okutucu, gezdiği yerleri yorumladığı, düşüncelerini ifade ettiği ve yazdığı kitapları tanıttığı bir site olan bu yeri insanların istifadesine sunuyor, “İlk yazıma 22 yaşımda köşe yazarak başladım. 400 kelime ile sınırlı olan bu köşe yazılarım bana yetmemeye başladığı dönemde kitap yazım sürecim başladı. Kitap yazmadaki güzellik, kişinin kendini ifade edebildiği özgür bir alan yaratıyor olmasıdır. Bu yüzden insan olarak değiştiremediğim şeyleri eleştirebildiğim bu alanda yazmaya devam edeceğim. Hedefim ise her yılım için bir kitap bırakmak.”
“OTOMOBİL SEKTÖRÜNDE YÜKSELİŞ TRENDİ VAR”
“Türkiye’de iki sektörde ciddi bir yükseliş trendi var bunlardan birincisi otomobil sektörü. 1979’da annemle babam beni üç aylığına Almanya’ya götürdü. Ev sahibimizin oğlunun Mercedes’i, kızının ise BMW’si vardı. O yaşta daha bunun müthiş bir şey olduğunu düşündüm. Benim doğduğum şehirde, mahallede bir araba yoktu. Şimdi ise baktığınızda, biz aynı konumdayız benim evimde iki araba var. Her yıl artan araba trendine oranla akaryakıt işini karlı bir iş olarak görüyorum. Tabii sadece bununla kalmıyoruz, yeniliklere de ayak uyduruyoruz, örneğin istasyonumuza elektrikli şarj istasyonu kurduk. Hızlı dolumun yapıldığı bu hizmette, Avrupa’dan girişte bu hizmeti sunan ilk noktayız ve buradan uzunca bir mesafede de böyle bir hizmet henüz yok.”
“KEŞAN, MÜKEMMEL BİR BÖLGEDE YER ALIYOR”
“Türkiye’de artan bir diğer sektör ise iç ve dış turizm. Önceden insanlar bir şehirden bir başka şehre gittiğinde, konaklamak için o şehirde yaşayan eşini dostunu arardı ama artık böyle değil. Bu değerler değişti, artık insanlar anne babası da gelse, eşi dostu da gelse misafirlerini otelde ağırlıyor veya gelen kişi otelde kalmayı tercih ediyor. Bunun sebebi ekonomik durumun eskiye oranla iyi olmasından kaynaklı. Bir diğer sebep, otelde konaklayan kişiler rahat ediyor. Keşan mükemmel bir bölgede ve önemli bir kavşak noktasında. Bu önemli kavşakta, anayol güzergâhında bir otel yok. En yakın otel, Tekirdağ’da siz düşünün.”
“120 KİŞİLİK BİR İSTİHDAM SAĞLAYACAĞIZ”
Otele ait bilgiler veren Okutucu, “otelin konsept bir restoranı, düğün salonları olacak. Bu sayede 100-120 kişilik bir istihdam sağlamış olucaz. Ve biz bu kazancı Keşan halkından değil dışarıdan gelen para ile elde edeceğiz.”
Keşan’ın ekonomisini, ticaret anlayışını dış bir gözle değerlendiren Okutucu, “Keşan’da çoğu insandan şu şikâyeti aldım, organize sanayi olmamasından yakınıyorlar. Israrla diyorum ki, Keşan’a aman organize sanayiyi sokmayın. Çünkü Keşan’ın toprağa ihtiyacı var. Ne yapılacaksa tarımla ilgili olmalı. Tarım organize sanayi derseniz onu anlarım. Ama bunun için binlerce işçiye gerek yok. Bir mandıraya 10-20 adam lazım. Burada çiftçilik ve turizm övülmeli, buna devam edilmeli. Bir de Keşan’da yapılacak çok iş var çok eksik var. Keşan’da çok kıymetli tarım arazileri var ve buradan çıkan buğdayı hala işleyip mamul haline getiren bir fabrika yok. Genelde çeltikçiler de bu işi ürün paketlemeye kadar getirebilmişler. Yani bir markalaşma yok. İstanbul’a çok alışmışlar, aslında burada da üretim yapılacak çok şey var. Keşan insanının ticaret anlayışını seviyorum, burada olanlar bundan pek memnun değil ama onlar dışarıdaki ticareti bilmedikleri için öyleler.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.