Kolon kanseri, ülkemizde hem erkekler hem kadınlarda 3. sıklıkta görülen kanserdir ve kansere bağlı önemli yaşam kaybı nedenlerinden birisidir.
Erken yaşlarda görülme sıklığının artması nedeniyle, kolon kanserine yakalanma riskini azaltmak için uygulanması gereken beslenme programı önem taşımaktadır.
Diğer taraftan hali hazırda kolon kanseri tanısı almış ve tedavisi tamamlanmış birçok kişi şu soruyu sıklıkla düşünmektedir: Kanserin nüksetme (tekrarlama) riskini azaltmak için alınacak daha fazla tedbir var mı?
Kontrol edebileceğimiz tedbirler arasında herkesin bildiği gibi sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek vardır.
Sağlıklı yaşamın en önemli göstergelerinden biri ideal kiloda olmaktır.
Bunun için de bireyin sağlıklı beslenmesi ve aktif bir yaşam sürmesi neredeyse şarttır.
Yapılan araştırmalar, iyi bir diyet ve egzersiz alışkanlığının, kolon kanserli kişilerin yaşam süresini uzatmada etkili olduğunu doğruluyor.
Sebze, meyve, tam tahıl ve baklagillerden zengin buna karşılık sınırlı et tüketimi ile karakterize bir diyet birçok çalışmada kolon kanseri nüks riskinde azalma olmuştur.
Lifli gıdalar ve kuruyemişlerin de kolerektal kanser riskini azalttığı kanıtlanmıştır.
Kuruyemişler
Bir araştırmada özellikle kabuklu kuruyemiş (ceviz, badem, fındık gibi) tüketmenin kolon kanseri nüks riskini azaltıyor olabileceği gözlemlendi.
Bu araştırmaya göre, haftada 2 porsiyon veya daha fazla kabuklu kuruyemiş tüketen bireylerde kolon kanseri tekrarı riski %40’a varan oranda düşmektedir.
Bu olumlu etki sadece ağaç kabuklu kuruyemişlerinde (ceviz, badem, fındık, kaju gibi) gözlenmiş, örneğin yer fıstığında gözlenmemiştir. 1 porsiyon kuruyemiş miktarları yaklaşık 15 gramdır.
Lif tüketimi
Liften zengin beslenmenin birçok sağlık yararı vardır.
Yapılan araştırmalarda lif tüketiminin kolon kanserine yakalanma riskini azalttığı görülmüştür. Liften zengin besinler, daha hacimli atık maddesi oluşturarak kanser yapıcı maddelerin hızla dışkıyla atılmasını sağlar ve kanser riskini azaltır. Bu nedenle kolon kanserine karşı bol posalı besinler tüketmeye özen gösterilmelidir.
Lif bakımından zengin gıdalar tüketmek sadece kolon kanserini değil koroner kalp hastalığı, felç, tip 2 diyabete de yakalanma riskini %16–24 oranında azaltıyor.
Su içmeyi unutmayın
Serbest radikalleri hızla vücuttan uzaklaştırmasıyla bilinen su, aynı zamanda kanser önleyici etkiye de sahiptir. Bu maddeler böbreklerden idrarla, deriden terle, bağırsaklardan dışkı yoluyla atılır. Bu nedenle her gün günde 2 ile 2,5 litre su tüketilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Kırmızı et tüketimini sınırlandırıp, işlenmiş et ürünlerinden uzak durun
Fazla kırmızı et tüketimi kolon kanseri riskini tetikliyor. Çünkü fazla kırmızı et tüketimi, kanserojen heterosiklik aminlerin ve nitrozaminlerin oluşumuna zemin hazırlayarak kansere yol açabiliyor. Bu nedenle haftalık kırmızı et tüketimi 500 gramdan az olacak şekilde sınırlandırılmalıdır. Ayrıca günümüzde salam, sosis ve sucuk gibi işlenmiş et ürünleri de kahvaltı sofralarından eksik edilmiyor.
Fakat bu ürünlerin tüketimi, üretim esnasında içerisine kanserojen özellik taşıyan birtakım koruyucu ve katkı maddelerin katılması nedeniyle insan sağlığı için ciddi riskler taşıyor. Bu nedenle işlenmiş gıdalardan kesinlikle uzak durulması gerekiyor. Ayrıca mangalda yakılarak pişirilen etlerinde önemli bir kanserojen olduğu unutulmamalıdır.
Meyve ve sebze tüketmeyi ihmal etmeyin
Yüksek kalori içeren karbonhidratlarla beslenmenin yanı sıra yetersiz meyve sebze tüketimi de kanserojen özellikteki nitratın nitrite dönüşümüne yol açabilir. Bu dönüşüm ise kanseri tetikleyebilir. Çünkü antioksidan ve anti proliferatif özellikteki meyveler vücutta, bağırsak iç yüz tabakasının çoğalmasını ve bağırsakta polip oluşumunu engeller. Ayrıca safra asitlerini bağlamak ve bağırsak hareketini arttırarak bağırsaktaki zararlı maddeleri dışarı atmak gibi önemli katkılar sağlar. Bu sebeple en az bir porsiyon meyve tüketmeye dikkat edilmelidir.
Beslenmenize kalsiyum kaynaklarını ekleyin
Kalsiyum içeren besinler kolon kanserine karşı koruyucu etki ile bilinir. Çünkü kalsiyum, kolonda safra ve yağ asitlerini bağlar. Günlük kalsiyum ihtiyacını karşılayabilmek için yeteri kadar kalsiyum alınmalıdır.
Sigara ve alkolü hayatınıza almayın
Sigara ve alkol tüketimi kolon kanserini tetikleyen önemli nedenler arasında yer alıyor. Aktif kullanıcılar sigara ve alkolü acilen bırakmalı, henüz kullanmayan kişiler ise kesinlikle uzak durmalıdır.
D Vitamini yetersizliğine dikkat edin
Yapılan araştırmalarda, D vitamini eksikliği olan kişilerin diğerlerine oranla daha fazla kolon kanseri riski taşıdığını göstermiştir. Bu nedenle D vitamini düzeyinin gereken seviyede olmasına dikkat edilmelidir.
Fazla kilolardan arının
Aşırı kilolu ya da obez teşhisi konan kişiler önemli oranda kolon kanseri riski taşıyorlar. Kolon kanserinden korunabilmek için ideal ağırlığa ulaşılmalı ve bu ağırlık korunmalıdır. İdeal ağırlığa sahip olabilmek için ise gereken beslenme alışkanlıkları günlük yaşama uyarlanmalıdır.
Özel Keşan Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı E. Meltem Karahan