Cumhuriyet Halk Partisi Keşan İlçe Başkanı Recep Pekcan, geçtiğimiz gün gerçekleştirilen olaylı Belediye Meclisi’nde çıkan tartışmalar konusunda değerlendirmelerde bulundu. Toplantının başından sonuna kadar gergin bir hava ile devam eden mecliste, Keşan Belediye Başkanı’nın şov peşinde olduğunu dile getiren Pekcan, “Burayı insanların yararına değerlendirmemiz lazım, sattırmayacağız” dedi.
Sözlerine vefat eden Cumhuriyet Halk Partili Sayit Kalan‘ın vefatıyla başlayan Recep Pekcan, kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı dileyerek başladı.
Pekcan, daha sonra 4 Şubat Keşan Belediye Meclis Toplantısı’nda, çıkan tartışmalara değinerek, şu ifadeleri kullandı: “
“Kulaklarına kadar kızararak bağıra çağıra konuşmalarıyla başladı”
“Aslında uzun süre anlatmak istediğim çok fazla konu var ama hepsi birbirine giriyor. Bugün yalnızca dün yaşadığımız değil, keşke hiç olmasın dediğimiz belediye başkanın siyasi şova çevirdiği saygısızlıklarla dolu meclisi tekrar bir kere daha bir de bizim gözümüzde değerlendirmek istiyoruz. Dün meclis başlamadan ilginç şekilde Keşan’daki herkese mesaj atıldı. ‘Canlı yayında meclis var.’ diye. Belediye hoparlörü bağırtıldı. Bakalım ne olacak diye hayırlara vesile olsun dedik. Meclis toplantısı belediye başkanının kulaklarına kadar kızararak bağıra çağıra konuşmalarıyla başladı. Meclis gündemine eklenmesine dair önergeleri verdiğimizde, Günay Bey neredeyse önergeleri okuyamaz hale geldi. Kendisi, ‘Siyasi şov yapıyorsunuz, siyasi engel oluyorsunuz, çalıştırmıyorsunuz’ dedi. Grup sözcümüz ‘Başkanım konuşmalarına dikkat et niye bağırıyorsun? Aslında çalışmalara engel olan senin bağırman’ diyerek uyardı. Başkan biraz daha ateşlendi ve devam etti.”
“Bu nasıl hitaptır?”
“İleri geri konuştuğu bir sürü şey var. Yüksel arkadaşımız söz aldığında ‘Maske takmışsın herhalde duymuyorsun, maskeyi kulağına mı taktın? 3 yaşında yeğenim bile böyle konuşmuyor. Yalan söylüyorsun’ dedi. En sonunda Süleyman arkadaşım söz aldığında dilek ve temennilerde ‘saygısızsın’ ve ‘altını doldur’ deyince ben de buralardan katkı sunayım diye düşündüm. Toplantının sonuna doğru Özlem arkadaşımız, ‘Başkanım çok bağırıyorsunuz başım ağrıyor’ deyince başkan da ‘Gelme kızım o zaman’ şeklinde konuştu. Bir bayan ve belediye meclis üyesi bu nasıl bir hitaptır?”
“Biz mi otobüslerle gezdirdik, sokağa saldık, türküler söyledik?”
“Sonuçta başka bir yere daha geldik, ‘Teröristleri saldınız’ dedi ve biz de dolayısıyla terörist haline geldik. İnanılır gibi değil olayda bir akıl tutulması var belediye meclisinde yaşanan olaylar bunlar. Üstelik aynaya baksa bu işin nasıl olduğunu görecek. Ya bu terörist diye nitelendirdiği insanları otobüslere bindirip biz mi gezdirdik çarşıda pazarda? Yargılayıp da sokağa biz mi saldık? Açılım adı altında sınırları açıp ülkenin içine biz mi aldık? Onların niteliğindeki insanlarla beraber sahnelere çıkıp biz mi şarkılar türküler söyledik? Sonra konu roman vatandaşlarımıza geldi. Yani oraya nasıl geldi? Bu iş nereden oraya doğru gitti da bir başka durum. Olay uzadı gitti.”
“Basının yayınını kestiler”
“Sonunda daha ilginç bir şey yaşandı. Bitmemişti, meclis sürüyordu basına yayını kesin dediler. Daha öncede yapmıştı böyle bir şey. Toplantı sürüyor, konuşuluyor, daha dilek ve temennilerde konuşulacak şeyler var. Hatta bir basın mensubu arkadaşımızın yayın yaptığı cihazı, başkanın söylemiyle bir belediye memuru kapattı. Basının canlı yayın yaptığı aleti zorla kapattılar ya! Bir basın mensubunu savcılığa şikayet edecek kadar giden, basına bu gözle bakan bir zihniyet o canlı yayını da zorla kestirir. Türkiye’de yaşananlar şeyler burada niye yaşanmasın ki?”
“Amacı belliydi”
“Başkanın böyle bir şov amacının olduğu belliydi. Niye bu kadar sinirlendi ona da biraz değinelim. Bir takım önergeler verdik. Bir tanesi Selim Sesler ile ilgiliydi. Selim Sesler Türkiye çapında ve yurt dışında da tanınan Keşan’a mal olmuş bir müzisyen arkadaşımız. Bizim için ve roman arkadaşlarımız için çok önemli biri ve bu Selim ağabeyimizin adı konferans salonuna verilmesini önerdik. Meclis çalışıyor ve bu da oylanacak ve geçecek. Daha önce düşünemedik mi diye kızıyor niye kızdığını bilmiyorum. Orada bir kıyamet koptu. Arkadan gassal alımı ile ilgili bir önergemiz vardı. Biliyorsunuz bu kovid süresinde cenazelerimizi defnetmekte zorlandık. Bulaşmasından korktukları için yıkayıcı arkadaşlar cenazeleri yıkamadılar. Belediye başkanı bununla ilgili bir şey yapar diye bekledik. Yama bir şey yapılmayınca uyaralım dedik. Orada da bir kıyamet koptu son ’30 yıldır neredeydiniz, şimdi siz mi aldınız’ diye. Muhtar arkadaşlarımızla ilgili bir önergemiz oldu. Onlar bizim canlarımız ciğerlerimiz tamam bir maaş alıyorlar ama son dönemde insanlara yardım etmeye çalışıyorlar. Bunlara da belediyenin bir katkısı olsun zaten bu rutin bir işlem daha öncede yapılıyordu. 400 liraya kadar çorbada tuzu olsun diye belediye makul bir yardım etsin dedik. Orada da başka bir kıyamet koptu.”
“Geldiğinden beri satmaya uğraşıyor”
“Tabi asıl kritik noktalar başka yerlerde. Tuhafiyecilerle ilgili olan bölüm burada bir de son noktayı koymak istiyorum ben. Belediye Başkanın bir hayali var. Yukarıda 21 dönüm bir yerimiz var tabi başka yerlerde var ama en değerli yer bu 21 dönüm. Belediye başkanı geldiğinden beri orayı satmaya uğraşıyor. Biz de diyoruz ki ‘hayır burayı insanların yararına değerlendirmemiz lazım, satmayalım’; ancak bizi başka kişilerle karşı karşıya getirerek buranın satılmasını sağlamaya çalışıyor.”
“Kulağı tersten gösteriyor”
“Ben tuhafiyeci arkadaşlarımıza sesleniyorum; canlı yayında var orayı izleyebilirsiniz. Maddede Eski İtfaiyenin olduğu yerin üstünün kapatılması konuşuluyor. Başkan da aynı maddeye kaynak olarak 21 dönüm satılmasını istiyor. Kulağı tersten gösteriyor, burayı müteahhite vereceğiz, daireler yapılacak, belediyeye şu kadar daire verilecek ve bu daireleri satarak burasını yapacağız. Yani yeri satmaktan hiçbir farkı yok. Grup sözcümüz anlattı, ortak kararımızı bildirdi. Biz buna karşı değiliz. Bu işi ivedilikle bir an önce yapılması lazım. 2 sene geçti pazar yerinin üstü kapatıldı mı? Daha çivi çakılmadı. Bu zaten ihale aşamasına geldi, geçiyor, başlanacak. Eski İtfaiyenin yerine de çok büyük olmayan, otoparkın ve tuhafiyeci arkadaşlarımızın işlerinin çözüleceği bir yer yapalım. Hatta komisyona sevk etmeyelim uzamasın. Başkana direk yetki verelim ve ikisini aynı anda yapalım. Burası erken başlar 2-3 ay sonra da oraya başlanır yaz sonu en kötü ihtimalle kışa girerken tuhafiyeci arkadaşları da içeri alalım. İnşaatla, yeri satmakla 2 -3 sene sürecek bir işle uğraşmaktansa bizim söylediğimiz bir an önce yapılmasıydı.”
“Derdi yer yapmak değil, satmak”
“Başkanı dikkatle izleyin, başkanın derdi tuhafiyecilere yer yapmak değil, derdi yeri satmak. Eğer burayı satmazsak ben burayı yapmam diyor. Derdi tuhafiyecilere yer yapmak değil ki onları kullanarak 21 dönüm yeri sattırmak. Biz bir an önce tuhafiyeci arkadaşlara yerin yapılmasını istiyoruz ve krediye onay vermeye de hazırız. 50 milyonlu bir hadise değil. Pazaryerinin üstünü kapatmak için 25 milyon lira ile yola çıktı şimdi 17 – 18 milyona kapatıyoruz. Oraya da benzer bir şey yapılabilir. Keşan’da yaşayan esnafımız için bu krediyi niye kullanmayalım? Mecliste oylandı geçti tekrar gelecektir. Biz bu şekilde devam etmesini onaylıyoruz. Belediye başkanına net bir şey söyleyeyim. Biz burada olduğumuz sürece bu 21 dönümlük yer satılmayacak. Biz buraya herkesin yararlanacağı bir sürü derdimizin çözüleceği bir kompleks yapılmasını istiyoruz. Belediye başkanı baktığında gözlerinde dolar işareti göründüğü için parasal rant olmadan ben böyle bir şey yapacağını sanmıyorum. Kısmet olur bir daha ki dönem bizim arkadaşlar yapar. Eğer Keşan halkının yararına bir proje yapılacaksa sonuna kadar arkasındayız.”
“Geçmişimizle yüzleşmeye hazırız”
“Arada konuşurken ağzından kaçırdı bazen gerçekleri saklayamıyorsun bir ‘çivi bile çakmadık’ dedi. Evet bir çivi bile çakmadınız. Bizim 30 yıllık geçmişimizle ilgili bir sürü şey söylüyor. Ben daha öncede basın açıklamasında görseller göstermiştim. Hayal bile edilemeyecek işleri bizim belediye başkanlarımız yaptı. O da bir çivi çaksın ben de kendisini teşekkür edeyim istiyorum. Mehmet Özcan ile ilgili demagojilerde bulundu. Adını niye vermediniz diye. 3 gün önce belediye başkanımızı rüşvetle belediyeye eleman almakla iftira eden AK Partili Mustafa Helvacıoğlu, bugün adını niye bir yere vermiyoruz diye şov yapmaya çalışıyor. Biz geçmişimizle yüzleşmeye hazırız.”
“Başkan ve Cumhur İttifakındaki arkadaşlar çok korkuyorsa ya siyaset yapmasınlar”
“Temel konulardan bir tanesi de hamal ve müzisyen arkadaşlarla ilgili durumdu. Plan ve bütçe komisyonunda görüşülen bir konu da mücbir sebeple kapalı olan belediye kiracısı olmayanlarla ilgili bölümdü. Plan ve bütçedeki arkadaşlarımız zorlandılar ve engellemelerle karşılaştılar. Şimdi de geçmemiş gibi anlatıyorlar. Meclise yarım saat kala bile hala çalışmalar sürüyordu. Son ana kadar plan bütçedeki bu duruma şer koyacaklardı. Son durumu bilmiyorum hatta Zafer Başkan olsa daha iyi anlatırdı. Net vereceklerini de söylüyorlardı. Ben müzisyen arkadaşlarımın 10 aydır çalışmadığını çok iyi biliyorum. Hamal arkadaşların zorla iş bulduğunu da çok iyi biliyorum. Tuzu kuru bazı arkadaşlar herhangi bir sıkıntı yaşamazken ben bu insanların evine nasıl ekmek götürdüklerini, çocuklarına istedikleri şeyleri nasıl aldıklarını, hasta olduklarında nasıl doktora gidebildiklerini, ev de yemeğin nasıl piştiğini merak ediyorum. Bizim bu insanlara destek olmamız gerekmiyor mu? Zimmet çıkmasıyla ilgili partili hiç kimse korkmaz. Bizim eski belediye başkanlarımızın ve eski meclis üyelerimizin çoğu yargılandı. Ben ceza alan hiç kimseyi görmedim. Keşan’daki insanlara en ufak bir yararımız olacaksa belediye meclisi üyeleri arkadaşlarımız tüm riskleri göze alarak bugün hamallara, müzisyenlere yaptığımız gibi daha önce başka arkadaşlara yaptığımız gibi biz o riskin altına gireriz. Yeter ki hiç kimse aç kalmasın, çocuklarımız ağlamasın. Başkan ve Cumhur İttifakındaki arkadaşlar çok korkuyorsa ya siyaset yapmasınlar ya da red versinler. Sıkıntı yok biz bildiğimiz yerden gideriz.”
“Tek tek görme, kocaman bir aileyiz”
“Dilek ve temenniler bölümümde söyleyeceğimiz şeyler vardı ama bir kısmını söyleyemedik. Süleyman arkadaşım söz aldı. Ve başkanın tutumu ile ilgili ‘saygısızlık’ yaptığını söyledi. Altını da doldurdu fakat başak kudurdu ve Pazartesi günü hukuki süreç başlatacağını söyledi. Alaaddin arkadaşıma söz verilmedi. Bir başka AK Partili Meclis Üyesi arkadaşımızın yanlış anlaması ya da yanlış yönlendirmesi ile başka sıkıntı çıktı. Meclise baktığınızda yalnızca Süleyman’ı, Alaaddin’i, Feridun’u, Özlem’i, Banu’yu görüyorsunuz yanılıyorsunuz. Onlara baktığınızda tüm Cumhuriyet Halk Partisi’ni göreceksiniz. Bizim arkadaşlarımızdan herhangi birine yapılan olumsuz bir davranış öncelikle bana yapılmıştır. Şimdi bunun teyidini vermek için söylüyorum. Sayın Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu sen saygısızsın. Pazartesi günü kanuni bir işlem başlatacaksan Süleyman’ın adının yanına benim adımı da yazabilirsin. Meclis toplantısında Feridun arkadaşımın adını söyledi. Hiç problem yok başkan biz kocaman bir aileyiz. Baktığında bizi tek tek görme, üyeleri gör, delegeleri gör.”
“Beraber ağlamaya ve beraber tüm dertleri ortadan kaldırmaya talibiz”
“80 öncesinden beri bu ülkenin üzerinde bir takım oyunlar oynanıyor. Böl, parçala, yönet. 80 öncesini yaşayanlar çok iyi biliyoruz ki kardeş kardeşi sağcı-solcu diye vurdu bu ülkede. Sonra dini oyunlar oynandı. Sonra terörle ilgili oyunlar oynandı. Şimdi başka oyunlar devam ediyor. Böl, parçala, sonra onları birbirine çarpıştır ve aradan bir ikisi kapansın benim işim de böyle yürü diye bir süredir de böyle yürüyor. Bakışımızı ben size bir kere daha anlatayım. Bizden yana Keşan’da yaşayan Romanlar ve diğerleri diye bir ayrım yok. Ha o, ha ben. Roman arkadaşlarımın da kendini ayırmaması lazım çünkü biz birlikte büyüdük.
Rahmetli annem masa kurduğunda eskiden tabaklar yoktu ortadan hep beraber yedik, aynı bardaktan su içtik. Şu an da yaşadığımızı da biz arkadaşlarımızla birlikte hep beraber yaşıyoruz. Bizim için Roman ayrımı yok. Kardeş diye beraberce bölünmeden yaşıyoruz. Keşan’da yaşayan herkes bizim kardeşimizdir. dostumdur. Ama ekmek parası için buraya gelmiş olsun, Karslı olsun Vanlı olsun Gümüşhaneli olsun Sivaslı, Sinoplu, Trabzonlu olsun ırkı, dili, dini etnik kökeni ne olursa olsun Keşan’da yaşayan herkes bizim kardeşimizdir, ağabeyimizdir, bacımızdır. Onların acıları bizim acımızdır, onların sevinçleri bizim sevincimizdir. beraber üzülmeye, beraber ağlamaya ve beraber tüm dertleri ortadan kaldırmaya talibiz ve böyle yaşıyoruz. Bu böyle biline. Bundan sonra da böyle devam edeceğiz.”
“Sorumluluğunu taşıyamazsın”
“Mustafa Helvacıoğlu‘nu uyarmıştım, son kez bir kez daha uyarmak istiyorum. Belediye başkanının sulhu sağlamaları gerekir, beraberliği sağlamaları gerekir. Anlamsız atraksiyonlarla insanları karşı karşıya getirirsen eğer sonra önü alınamayacak noktalara gideriz ve bunun sorumluluğunu taşıyamazsın. Sen belediye başkanı olarak bağıracak makam değilsin, sen insanları uzlaştıracak beraber tatlılıkla sorunları çözecek herkese eşit olacak bir koltukta oturuyorsun bunun gereğini yapman lazım. İnsanlara davranırken dışarıdaki insanlara da özellikle meclis üyelerine bağırıp çağıramazsın. Onlar senin memurların değil. Sen belediye başkanısın, arkadaşlarım da meclis üyesi. Herkes görevini yapmaya çalışıyor. Dilerim bundan sonra Belediye Başkanı daha uzlaştırıcı olur. Ona buna bağırmadan, siyasi şov yapmadan, reklam yapmadan önündeki 3 seneyi sağlıkla ve mutlulukla tamamlar. Ondan sonrasının ne olacağını hep beraber göreceğiz.”
Kaynak: Keşan Online