Sonay CAN
Temiz Keşan Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ekin Öztürk’ün geçtiğimiz günlerde sosyal medyada, “Biyokütle Enerji Santrali Gerçeği” konulu yaptığı paylaşım önemli ölçüde ses getirdi. Keşan’ın Paşayiğit Mahallesi’nde yapılması planlanan tesisin, getireceği zararları bir bir ortaya koyan Öztürk, konuyla ilgili olarak Gazete Saros’a da önemli açıklamalarda bulundu.
Keşan’da Belediye Meclisi Üyesi, siyasetçi, sendikacı kısaca ömrü mücadelelerle geçmiş Alaattin Öztürk’ün oğlu olması dışında, kendisini başta protest müzik ve çeşitli devrimci aktivitelerden de tanıdığımız Ekin Öztürk’le bir röportaj gerçekleştirdik.
Temiz Keşan Derneği ile özdeşleşmiş birisin, önce kendini tanıtır mısın? Ekin Öztürk kimdir?
“Ben Ekin Öztürk, 1987 doğumluyum. Edirne Keşan’da doğdum. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okudum. Sonra tekrar memleketime döndüm ve şu an burada güvenlik sistemleri üzerine bir işyerim var. Bu bağlamda aynı zamanda 2016 yılında kurulan benim de kurulum aşamasında kurucu üyeler olarak aktif görev aldığım kurucu başkanın Tolga Mercan’ın olduğu Temiz Keşan Derneği şu an 2 bin 400'e yakın üyesi olan Trakya'nın bildiğimiz kadarıyla üye anlamında en geniş derneği yönetim kurulu başkanıyım. Tolga bey, daha sonra Keşan’a doğalgaz gelmesi bağlamında çok emek verdi. Keşan’ın doğalgaza kavuşması konusunda, pastadaki paylardan büyük bir kısmı Temiz Keşan Derneği’nindir. Akabinde Tolga bey işleri vesilesiyle dernek yönetim kurulu başkanlığını ürütemeyeceğini söyleyince biz aday olduk, güzel de bir yönetim kadrosu oluşturduk. Bir çok meslek grubundan uzman arkadaşların liyakatli insanların oluşturduğu bir yönetim görev başında.”
“Aslında sanıldığı gibi çevreci bir dernek değiliz. Temiz Keşan, olarak çevreci bir dernek gibi anılıyor da olsak aslında sadece çevreci bir dernek değiliz. Ama yönetimimizde buna istinaden bir çevre mühendisi, bir ziraat mühendisi yine esnaf bir abimiz ona nazaran da malum çevreci derneklerin hepsinin en büyük sorunları avukat ve davadan kaynaklı olduğu için iki tane de hukukçumuz mevcut, bir hukuk birimimiz var. Sadece bu işlerle ilgilenen dediğim gibi sadece çevresel bir dernek olarak kurulmuş olsa da biz Keşan’ın temizliğinin sadece çevresel olmadığı insanın ahlakın temiz olması gerektiğine inanıyoruz! Bu bağlamda Keşan’ın temiz olması için bir çok etkenin bir arada olması gerekiyor. Biz dernek olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Şu an yönetim kurulu başkanlığı bana kısmet oldu, daha sonra muhtemelen başka bir arkadaşa kısmet olacaktır. Biz elimizden geldiğince buradaki problemlere hem insani hem ahlaki hem çevresel bazda müdahil olmaya çalışıyoruz. Doğru bildiğimiz doğru inandığımız yönde üyelerimizin bize verdiği yetki bağlamında çalışmalar yürütmeye devam ediyoruz.”
Paşayiğit’le ilgili sosyal medyada bir yaptığın paylaşım çok ilgi gördü. Neler diyeceksin?
“Aslında Paşayiğit’te kurulmak istenen biyokütle tesisini Keşanlılar, Mayıs ayında Keşan Belediye Meclisi’ne gelince öğrendi. Konunun Keşan’a ve Keşanlılar’a intikal etmesi Mart ayı gibiydi. Biz bunu ilk duyduğumda dürüst olayım, ben konservatuvarlıyım, derneğimizin bu konuda yetkin sektörel isimleri var. Birim Denetim Kurulu Başkanımız Serbay Aksu, aynı zamanda kendisi Çevre Mühendisi ve derneğimizin yine yönetim kurulu üyelerinden ve Ziraat Mühendisi olan Birkan Belen. Bu arkadaşlar konuya hepimizden daha vakıflar. Serbay, daha önceki çalıştığı yerlerde bu tür yapıları incelemiş, Keşan’da bu konuya en çok hakim olan kişi. Kendisi hemen bizi uyardı: ‘Böyle bir tesis yapılmak isteniyor. Bu tesisin zararlarını biliyor musunuz?’ Biz de Serbay’la uzun bir çalışma sürecine girdik o anlattı biz dinledik, biz öğrendikçe çevremize öğrettik. İlk başta meclis üyelerimize gittik, durumdan bahsettik. Öncelikle burada biz görüşme yaptığımızda meclis üyeleri bize biyokütlenin geçmeyeceğini söylediler. Öyle olunca da biz çok üzerine düşmenin gerekli olmadığını enerjimizi EÇEV’in (Edirne Çevre Vakfı) şu aralar Saros Körfezi sahillerindeki kiralamaya yönelik yaptığı çalışmalara kanalize etmeye çalıştık.”
Bize söylenenler doğru değildi
“Olmadı tahminlerimiz tutmadı. Bize söylenenler tutmadı. Maalesef ki meclis ve belediyeden kabul gördü. Burada aslında büyük sıkıntı olan şey şuydu, burada bizim dernek olarak öğrendiğimiz bilgilerin belediye başkanının çok daha önce ve çok daha sağlıklı bir şekilde öğrenmiş ve bunları vatandaşlara tarafsız bir şekilde aktarmış olması gerekiyordu. Bugün her sıkıştığında, ‘Referandum yapalım? Vatandaşa soru soralım?’ diyen başkanın, bu tesisle alakalı neden böyle bir yol izlediğini şahsen anlamış değilim.”
Belediye başkanımız da aslında derneğimizin üyesi olması bizi derinden yaraladı
“Ayrıca sayın başkanının derneğimizin üyesi olması bizi bu bağlamda derinden yaraladı. Keşan Belediye Başkan Yardımcısı Nehir Gergin Bey diyor ki, ‘Keşke gelip bize sorsaydılar?’ Biz de diyoruz ki, ‘Keşke onlar gelip bize sorsalar.’ Çünkü eğer halkı bilinçli olarak yanıltmıyorlarsa maalesef makamlarını doğru kullanamamış ve kendilerini bu anlamda bilgi yoksunu bırakmışlardır. İkinci meclis toplantısında biz de toplantının bulunduğu mekandaydık. Bizi meclis kararı gereği içeri almadılar ama konudan bihaber olan Paşayiğit muhtarını orada bilirkişiymiş gibi almakla yetinmeyip üzerine söz bile söylettiler. Bunlar doğru ve hakkaniyetli bulduğumuz uygulama biçimleri değil. Bu artık Keşan’ın bir sorunu. Burada yapılmak istenen projede aslında belediye başkanımızın bildiği bazı yanlışlar var vatandaşlarımızı da yanlış bilgilendiriyor. 175 sayfa olan bu dokümanı okuyamadım, okusam da anlayabileceğim şeyler kısıtlı. İçerisinde teknik bilgiler var, arkadaşımız Serbay sabaha kadar defalarca okudu. ‘Bir şey atlamayalım, yanlış bir şey söylemeyelim, insanları yanıltmayalım’ diye uğraştık didindik, belli başlı anekdotlar çıkardık ve insanlara bilgiler aktardık. Paylaşımın ses getirmesinin sebebi doğru olması.”
Belediye başkanın iddialarının yanlış olduğu ben delillerle yanlış olduğunu söylüyorum
“Sayın Belediye başkanın iddialarının yanlış olduğu ben delillerle yanlış olduğunu söylüyorum! Sayın başkanımızın elinde benim söylediğimin aksine deliller varsa çıkıp gösterebilir. Bu süreç hala bitmiş değil. Başkanımızla istediği her platformda bu konuyu uzman arkadaşlarımız ve ben, başkanımızın da ekipleri dahil olmak üzere oturup tartışabiliriz. Doğruyu bulmak ve vatandaşa aktarmak adına konuşabiliriz. Paşayiğit’teki insanların bu süreçle ilgili hiçbir şey bilmediğini ben çok net bir şekilde anladım. Tek tek konuştum siyasi partilerinde orayı gezmemiş olması bir eksiklik söz konusu, ilerleyen süreçte orada bir toplantı yapmayı ve doğruyu aktarmayı planlıyoruz.””
Beklenildiği kadar Paşayiğitli istihdam edilmeyecek
“Belediye başkanımızın iddialarına gelecek olursak, diyor ki Türkiye'de 400’den fazla biyokütle santrali vardır. Hayır yoktur. Türkiye'de aktif yakma, pasif yakma, biyometinasyon sistemleri, belediyelerin elektrik üretimim tesisleri gibi 400’den fazla işletme vardır. Bu bölgeye yapılmak istenen biyokütle tesisi, 11. Tesisdir. 10.’su Şanlıurfa'da yer almaktadır. Yine bununla alakalı aza muhtarımızın da açıkladığı ve Paşayiğitli insanlarımızın da dayanak olarak sığındığı 60-70 tane vatandaşımıza iş imkanı sağlanacağı yönündeki varsayım da yanlıştır. Proje dosyasını herhangi biri açıp okusaydı veya bir yetkili insanlarımızı bilgilendirseydi, bunu anlayabilirlerdi. Proje dosyasında firmanın kendi yazmış olduğu şey şudur: inşaat aşamasında 20 kişi, işletme aşamasında ise 16 kişi çalışacağı söylenir. Buraya kurulmak istenen santral GÜNEKAB (Güney Edirne Katı Atık Birliği) ile aynı hacme sahiptir ve orada da şu an 16 kişi çalışmaktadır. Şöyle bir sıkıntı var. Paşayiğit’teki her insan inşaat yapmayı bilmediği için bu 20 kişi onlardan olamayacak.”
Valilik “ÇED Raporu gerekli değildir!” demiş.
“Üçüncü iddia olarak, ‘firma kapasite artışına gitmemiş’ dedi başkanımız. Yine bunula ilgili bir evrak istemişler kafalarına göre rahatlıkla sunarız demişler. Bunula ilgili de şöyle bir sıkıntı var, öncelikle proje ÇED yönetmeliği kapsamında ki ek iki listesinde bulunan çevresel etki değerlendirme gerekli değildir, genelgesiyle valimiz zaten gerekli değildir belgesi vermiş. Bu belgenin bir aslı bende var. Bunu isteyen herkese de gösterebiliriz. Burada kapasite artışına gideceğini, sayın valimiz söylemektedir. Yine buna nazaran EPDK (Enerji Piyasası Denetleme Kurulu) da böyle bir bilgi olmamasının sebebi şudur. ÇED’e gerek yoktur belgesinin verilebilmesi için valiliğimizin usulle alakalı yapmış olduğu bir sorun var. Öncellikle ÇED’e gerek yoktur belgesi verebilmesi için sizin imar izninizin olması gerekir. İnşaat ruhsatınızın olması gerekir. Bunların hiçbiri yokken orada bir kaçak yapı başlıyor. Belediyenin buna göz yumması yetmediği gibi, askı listesinden daha inmeden askı kalitesinin son günü olan gerek yoktur belgesi veriyor. Usulen aykırıdır vali beyin bu süreçle ilgili gerekeni yapacağına inanıyorum. EPDK’da böyle bir belgenin olmamasının sebebi şudur. Başvuru yaparken kapasite artışıyla alakalı bu belgelerin birçoğu, planlıdır, bu ÇED’e gerek yoktur belgesi, askından inme belgesi, kesin imar belgesi, inşaat belgesi zaten toplanan evraklardan bir kısmıdır evrakların tamamı toplanmadığı için EPDK’ya bunula alakalı bir başvuru bulunmamıştır. Firma, böyle bir başvuruda bulunmadığı için bugün kim giderse gitsin bu firmayla alakalı başvuruda, ‘Kapasite artışı başvurusu var mıdır?’ derse yok der. Çünkü böyle bir başvuru yok fakat valilik tarafından başvuru hazırlığı var.”
Dava açmak çok masraflı
“Dava açılması gerekiyor, dava açmak çok masraflı insanların bilgisi olmadığı alanda bu sürece onları inandırmak ve davaya dahil etmek çok zor. Temiz Keşan Derneği ile alakalı görüşmelerimizi sürdürüyoruz tabi bu görüşmeler bizi nereye götürür bilemiyoruz.”
Keşan TSO’nun sesi çıkmıyor
“Öyle bir niyetimiz var ama dediğim gibi çok maliyetli işler bugün bir dava açmak, bilirkişi getirmek yaklaşık 25-30 bin liralardan başlıyor. Biz isteriz ki belediye başkanımız hata yaptık desin. Bu hatanın geri dönüşü zor ama biz yaptığımız hatadan geri dönmek anlamına böyle bir davada size destekçi oluruz. Maddi manevi yanımızda olsun, vatandaşın yanında olsun, çok isteriz tüm temennimiz budur. Gıda OSB’nin yanına yapılan böylesine zehir saçan bir projede Keşan Ticaret ve Sanayi Odası’nın sesi çıkarmıyor olması benim vicdanımızı sızlatıyor. İsmail başkanıma da burada çağrı yapmış olayım. Onu da kesinlikle bu sürece dahil görmek istiyorum. Belediye başkanımız teknolojinin çok ilerlediğinden tesisten duman çıkmayacağından kirlilik olmayacağından bahsetmiş, bu da yanlış. Öncelikle fabrikadan duman çıkmayacak olsa neden fabrikaların bacalarına çok yüksek maliyetli filtreler takılsın? neden bu filtrelere anlık olarak emülsiyon takibi yapılsın? Bunlar olayın aslında ne olduğunu anlatıyor. Her kirletici gaz gözle görünmez bugün duman çıkmıyor demek bilgisizlikten öte bir şey değildir. Halkı yanıltmadır. Ellerinde bilimsel dayanak olmadığı için komik dayanaklardır bunlar.”
Belediye başkanımız bu karardan ivedilikse dönsün!
“Tesis çeltik sapı, ayçiçek sapı, ağaç kabuğu filan yakacak ve yılda 210 kilowatt elektrik üretecek, başkanın projeyi okumadığı buradan belli tesis yılda 120kilowatt elektrik üretecek bunu da 2016 yılında maalesef Ak Parti hükümetinin değiştirmiş olduğu yasayla kazan değişimi, yani mevcut ÇED artırımda giderken mevcut kazanlarının hızlı bir değişimiyle bugün araç ve araba lastiğinden hastanelerde çıkacak olan tıbbi cihazların yakımına kadar her şeyi yakarak sağlayacak bugün bu firma özellikle kendini Paşayiğit gibi bir lokasyonda konumlandırdığında, ‘Ben ayçiçek sapı alayım yok etraftaki anızları toplayayım, kapasite artırımıyla yılda 120milyon kilovat elektrik üreteyim’ derse bu matematiğe ters. Bu bağlamda, ben tekrar tekrar bu süreceği gidebildiği noktaya kadar Temiz Keşan Derneği olarak götürme taraftarıyım. Bununla alakalı olarak başta belediye başkanımızın bu karardan ivedilikli bir şekilde dönmesini, bizi desteklemesini her türlü süreçte yanımızda maddi manevi bulunasını öncelikle kendisinden ardından Keşan Ticaret ve Sanayi Odası’ndan ve tüm oda ve sivil toplum kuruluşlarından bekliyorum, Paşayiğit’i böylesine tehlikeli bir projeye yem etmeyelim.”