KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik; “Ülkenin alın teri ile geçim savaşı veren milyonları olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Ülkeyi yönetenler yıllardır “Büyümede rekor kırdık”dediler. “Dünya bizi kıskanıyor” dediler. Ama büyüdüğünü söyledikleri Türkiye’de bizim payımıza yıllardır çocukların bile inanmadığı TÜİK enflasyonuna bağlanmış düşük maaşlar, sefalet ücretleri düştü. Çalışanların neredeyse yarsının asgari ücrete mahkum edildiği, ucuz emek cennetine çevrilmiş bir ülke düştü. Sofrasındaki ekmeği küçülen, güvencesiz, angarya çalışmaya mahkum edilen hep bizler olduk. Karın tokluğuna, düşük maaşlarla, sefalet ücretleri çalıştırılan hep bizler olduk.
Büyüdüğünü söyledikleri Türkiye’den bizim payımıza; Her yıl daha adaletsiz hale getirilen vergiler, kuru ekmek bütçeleri güvencesiz hale getirilen bir çalışma yaşamı düştü. Dünyanın kıskandığını iddia ettikleri Türkiye’de: 84 milyonluk nüfusun 16 milyonuna Açlık Sınırı Altında, 50 milyonuna Yoksulluk Sınırı Altında bir yaşam düştü. cu anlayışta, sosyal devlette koskoca gedikler açıldı. Bunun bedelini de söndürülemeyen yangınlarla, her gün bir yerde ortaya çıkan sellerle, felaketlerle hepimiz ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz.
Hem de bu ülkenin üretenleri olarak bizler ne zaman hakkımızı istesek, “Aynı gemideyiz, sizin istediklerinizi verirsek gemi batar” dediler. Oysa bizim maaşlarımızdan-ücretlerimizden peşin peşin kesilen milyarca vergi; teşvik, yapılandırma ve af olarak sermayeye, patronlara aktarıldı. Yine bizim cebimizden alınanlar köprü, otoyol, hava limanı ve şehir hastanelerinin müteahhitlerine araç, yolcu, hasta garantisi olarak akıtıldı. Bizim maaş-ücret artışlarımızda çay simit hesabı yapıldı. Ama birilerine 3 maaş, 4 maaş verilmesinde hiçbir sakınca görülmedi. Buna rağmen bize her seferinde geminin kazan dairesini gösterdiler.
Özellikle pandemi döneminde maaşlarımızda yaşadığımız reel erimenin giderilmesine ilişkin tek bir cümle yoktur. Kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesi yoktur. Emekli olduğumuzda maaşlarımızın yarı yarıya düşmesine yol açan ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması başlığı yoktur. Farklı adlar altında güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi yoktur. “4/C’li 4/B’liler” olarak bilinen kamu emekçilerinin ek ödeme, emeklilik gibi temel sorunlarının çözümü yoktur. Sayıları yüz bini aşan Yardımcı Hizmetler Sınıfının yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi yoktur. Sayısı son yedi yılda dört kat artarak 550 bine dayanan, yıllardır kadro bekleyen sözleşmeliler konusunda ‘haklarının yeniden düzenlemesi için çalışacağız’ gibi köşeli sözler edilmiştir.
3600 ek gösterge ve sözleşmeliler konusundaki içeriği belirsiz, dolayısıyla boş bir vaat sınırını aşmayan cümleleri dışarıda bıraktığımız da hükümetin aslında tek bir teklifi vardır. O da hedeflenen, üstelik hiçbir zaman tutmayan resmi enflasyon rakamlarına göre maaş artışı teklifidir. Buna rağmen söz konusu teklif her zaman olduğu gibi yine “memuru, memur emeklisini enflasyona ezdirmeyeceğiz” diyerek cilalanmıştır. Öncelikle siyasal iktidarın “İşçiyi, memuru, asgari ücretliyi, emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz” söylemi artık hepimize bıkkınlık vermiştir.
Kaynak: Edirne Gazetesi
memur 3 Yıl Önce
sayın cumhur başkanımın biz memurların sesine ses vereceğine inanıyor,bu zorlu eylemde arkadaşlarıma rabbimden gayret kuvvet diliyorum.Allah yar ve yardımcımız olsun.