“Cumhuriyet ve demokrasiden ne anladık” / İbrahim UYSAL

“Cumhuriyet ve demokrasiden ne anladık” / İbrahim UYSAL

Eski İskenderiye tabletlerinde yazılan bir sözü çok severim' "Gök kubbe altında, yazılmadık ve söylemedik söz yoktur".
Biraz masalımsı gelse de doğru bir sözdür. Bu bizim duyup duymadığımıza ve okuyup okumadığımıza da bağlıdır. Yıl 2022, Kurtuluş Savaşı için yola çıkılmasının (19.mayis1919) üzerinden tam 103, TBMM'nin açılışının üzerinden (23 Nisan 1920) tam 102 yıl geçmiş ve Padişahlık ve Padişahın Kulu olmaktan kurtulup, halkın idaresi olan Cumhuriyette de, yüz yılla yaklaşıyoruz.
Haydi savaştı, Devlet Kurumlarının kurulması, organizasyonunu için geçen zorunlu yılları geçip, halkın "özgür" seçimleri ile başa yönetici getirmeye de Demokrasi dersek; Demokrasiye geçişin üzerinden de (1945'ler ve sonrası, darbeler dahil) 80 yılın geçtiğini düşünür istek, baya deneyimli, iyi ve güzel bir ülke olmamız gerekir. Ülkenin nasıl olduğu durum ve düşüncesini size bırakıyorum. Oradan nasıl görünüyor ise o. Buna bir fıkra ekleyeyim de, gerisini siz "arifler" anlarsınız. Fıkrasının aslı başka da, ben yer, mekan ve şahısların değiştireyim, ne olur, ne olmaz. Memleketin birinde bir köy varmış, bu köyde de karısının güzelliği dillere destan bir "Hans" varmış. Hans'ın güzel karısında da gözü olan " köyün kilisesinin Papazı".
Hans tarlaya çalışmaya gittiği bir günün akşamı, Hans'a, Papaz, "Ulan Hans, sen ne terbiyesiz adamsın, karın ile ovanın ortasında halvet olman ayıp değil mi" der. Hans, böyle bir şey olmadığını anlatamaz ve Papaza, peki sen nereden gördün, der. Papaz da, Kilisenin çatısında, çan çalarken der. Hans itiraz eder ama Papaz inanmıyor isen, gel Kilisenin çatısına çık, sen de bir bak der.
Hans çaresiz Kilisenin çatısına çıkmaya gider, Papaz da doğruca Hans'ın tarlasına, karısının yana. Papaza da az meyilli olan Hans'ın Karısı, Papaz ile altlı, üstlü halvet olmaya başlarlar. Uzaktan bunu gören Hans, "demek ki, buradan öyle görünüyor imiş", der. Biz Atatürk'ün tanımladığı gibi Türk Milleti olarak, Cumhuriyeti ve kurumlarını kurduk da, yaşatamadık. Sahip, çıkamadık. O yüzden bir bir elden çıktı ve çıkıyor. O yüzden milli birlik ve beraberlikten çıkıp, Arapça Resmi Dil olsun, Devlette federasyondan tutun da İslam Cumhuriyeti olsuna varana kadar seçenekler konuşulur olmaya başladı. Cumhuriyeti kuranlar hepinize, adam gibi adam, kadın gibi kadın olun diye bu Cumhuriyeti kurup teslim ettiler. Kul değil, kişilikli insanlar olun diye de, Demokrasiyi yerleştirmeye çalıştılar. Sizler de, Demokrasiyi seçim sanıp, kendinizi muhterem yaptınız ve Cumhuriyetin de, Demokrasinin de içine ettiniz "Bayramınız" Kutlu Olsun!.. Oradan nasıl görünüyor bilemem ama buradan böyle görünüyor.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER