Yunanistan Başbakanı Miçotakis acil kodu ile yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında Türkiye'ye karşı sert ve küstah söylemlerde bulundu.

Miçotakis yaptığı açıklamada: Yunanistan, gururlu ve güçlü bir ülke. Avrupa ailesinin bir üyesi ve Doğu Akdeniz'de istikrarın çıpasıyız. Uluslararası hukuk ilkelerine ve iyi komşuluk kurallarına sıkı sıkıya bağlılığımızı koruyoruz. Herkesle barış, iyi niyet ve işbirliği köprüleri arıyoruz. Vatanımız tehditlere ve şantaja boyun eğmiyor. Ancak provokatif eylemlere müsamaha göstermeyeceğiz. Bu ilkeli politikayı takiben, İtalya ve en son Mısır ile müzakereler yaptık ve anlaşmalar imzaladık. Anlaşmalar Deniz Hukuku ile tam uyumludur. En zor diyalogdan bile korkmuyoruz zira tutumumuzun meşruiyetine inanıyoruz. Ancak gergin bir atmosferde kışkırtıcı bir diyaloğun anlamsız olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'nin Mısır ile yaptığımız tamamen meşru anlaşmaya tepkisi ne yazık ki 21. yüzyıldaki Avrupa ilkelerini karşılayamadığını gösteriyor. Dolayısıyla Türkiye, baskı ve sindirme mantığına bağlı kaldığını gösteriyor. Bu, başka dönemlerin mantığı. Aynı zamanda bizzat Türkiye, Libya'daki Trablus yönetimiyle geçersiz ve hukuku aykırı bir mutabakat imzaladı. Türkiye, sürekli tekrarladığı meydan okumalarla Yunanistan ve Avrupa'nın dayanıklılığını test ediyor. Türkiye'nin durumu militarize etmesi, yasal olarak güçlü bir pozisyona sahip olmadığının kabulüdür. Çünkü güç gösterisi, hukuki konulardaki zayıflığı telafi etme girişiminden başka bir şey değildir. Buna karşılık olarak ordumuzu teyakkuza geçirdik. Tüm Yunan halkının ordumuzun imkan ve kabiliyetlerinden şüphe etmediklerine eminim. Türkiye'nin saldırgan provokasyonlara devam ederek açtığı tek yol, Ankara'ya karşı sert yaptırımlar uygulanmasıdır. Bir kez daha vurguluyorum; biz cevap veriyoruz, kışkırtmıyoruz. Komşu ülkemizde mantığın eninde sonunda galip geleceğini umuyoruz. Böylece uluslararası hukuka ve karşılıklı saygıya dayanan iyi niyetli bir diyalog kurulabilir. Diplomasimizi yoğunlaştıracağız. Dost ülkeleri ve uluslararası toplumu bilgilendiriyoruz. Müttefiklerimizi ve ortaklarımızı harekete geçiriyoruz. Bu çabada yalnız değiliz. Bizim talebimiz üzerine Avrupa Birliği Dışişleri Konseyi'nin acil toplantıya çağrılması, bu konunun sadece Yunan-Türk ilişkilerini değil, aynı zamanda Türkiye-Avrupa ilişkilerini de ilgilendirdiğini doğruluyor. Bu durumda sorumluluk, bu koşulların suçlusu olan tarafa ait olacak. Uluslararası meşruiyet ve diplomasinin en zor meselelerin üstesinden gelme gücüne sıkı sıkıya bağlıyız. Hiçbir meydan okuma cevapsız kalmayacak. Üstelik bunu pratikte de kanıtladık. Gerekirse tekrar ispat edeceğiz. " ifadelerine yer verdi.