Bazı sözler vardır, duyulunca mutlu olunur, kulağa hoş gelir ve alkışlanır.
Uzun yolculuk yapmayanlar ya da tünelin yakınında olmayanlar, tüneli ve ucundaki ışığın ne anlama geldiğini pek bilmezler.
Uzun yol kaptanları yıllarca yollarda olduklarından, nasıl yolu da, tüneli de görmese, uzakta olsa bile, tünelin ucundaki ışığı görebiliyor ve ışığın aydınlığını düşünebiliyor ise; Yıllarca yönetimlerin ve Yönetim süreçlerinin içinde olan birisi olarak, son günlerinde, seçim sonuçlarını ve sonrası yaşanacakları üç aşağı beş yukarı görebildiğimi sanıyorum.
Yaşam, herkese öyle iyi ve güzel şeyler sunmaz.
Hele, JJ Rouseou'nun dediği gibi ilk çiti çekene "dur ne yapıyorsun, yapamazsın" denilmeyip, bir yüzükle gelenlerin, yüzüklerle dolu yaşamları alkışlandığı sürece;
Ateşi tanrılardan çalıp, insanlığa armağan eden Olimpos'un tanrılarından Prometheus'un, ciğeri yırtıcı kuşlarca parçalanıp acılara katlanırken söylediği söz çok önemlidir.
Dünya var olduğu günden bu yana insanlık için, ezilen, horlanan halkı için çabalayanların "acıları hiç bitmez".
Doğada hiç bir canlının varlık sebebi olumsuzluk ya da kötülük için değildir. Ali Demirsoy hocanın dediği gibi "Yasamak, savaşmaktır".
Yaşam, bir savaş içinde olunca, savaş da kaçınılmazdır.
Oysa, adil bir dünyada niçin savaşlar olsun ki.
Herkes üretebildiği kadar üretse, hak ettiği kadar da tüketse, Dünya Cennet olmaz mı?
O halde bu savaşlar, bu kan niye?
Bu açlık ve sefalet işte bu yüzden. Adalet yok edilmiş, vicdanlar körletilmiş, kirletilmiş.
Hiç bir insan vicdansız değildir. Dolayısıyla kötü de değildir.
Eğer insanı doğru dürüst eğitmez, onu cehaletin karanlığında boğarsanız, bambaşka bir yaratık yaratmış olursunuz.
Bu da başka bir yöntemle yapılan eğitim ile olur.
Eğitimi bozarsanız, kişiyi de, aileyi de, toplumu da en sonunda milleti de bozarsanız.
Mustafa Kemal Atatürk ne büyük bir önder imiş.
Türkiye Cumhuriyeti’ni ne güzel değerler üzerine kurmuş.
Laiklik. Demokrasi. Özgürlük. Adalet. Eşitlik. Yurttaş ve Millet olma süreci ve bilinci.
Bir de Anti-emperyalist olması yok mu, içte işbirlikçiler, dışta da bunların ağababaları ülkenin bu haline daha ilk günden düşman idiler.
Gele gele, gelindi 24 Ocak 1980'lere. 12 Eylül ile de süreçlerini taçlandırıp, 2001'lerde de iktidar bu anlayışın işbirlikçilerine altın tepside sunulunca, herkesin 2023 iştahı bir başka kabardı.
Milli Burjuvazi, İslami Burjuvazi yapılıp, Cumhuriyetin tüm değerleri yok edildi.
Cehalet, yetmedi cehaletin kendini üniversite hocası sananlarca da pohpohlanması sonucunda ülke de, sokaklar da yok ve yoksul ile dalgalanır oldu.
Gençler, yurtdışında gelecek arama derdine düştüler. Umutsuzluk ve mutsuzluk sokaklarda kol gezmeye başladı.
Ve Alanya'dan sonra 12 Mayıs Ankara TANDOĞAN mitingi, bana bir umut ışığı oldu.
Kim ne kadar farkında bilemem ama "Z KUŞAĞININ" entel olmasının yanında, bir de gülen yüzleri ile DEVRİMCİ, NAİF İSYANCI yani var, biline.
Tamam Millet İttifakı ve Kemal Kılıçdaroğlu ülkeyi Cennete çevirmeyecek ama Ülkeyi ve Yurttaşları CEHENNEMDEN KURTARACAK!..
Çok güzel dizelemişsin
Anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az